TRT Kent Radyo İzmir “Kadın ve Yaşam” Programına Konuk Olduk
Dernek Başkanımız Mevlüt Yılmaz
TRT Kent Radyo İzmir
“Kadın ve Yaşam” Programına Konuk Oldu
Kanser Mücadeleyi Destekleme Derneği Başkanı Mevlüt Yılmaz, TRT Kent Radyo İzmir “Kadının Yaşamına ve Hayatına” dair herşeyin paylaşıldığı sağlık, moda, eğitim, hukuk, güzellik, güncel konuların ve konukların buluştuğu, yapımcılığını ve sunuculuğunu Burcu Yiğit’in yaptığı canlı yayının konuğu olarak TRT dinleyiciyle buluştu.
Canlı yayında Burcu Yiğit’le sağlıkla ilgili güncel konuları değerlendiren Başkan Mevlüt Yılmaz; “Kanser nedir?, Kanserin nedenleri nelerdir?, Kanser bulaşıcımıdır?, Türkiye’de en sık hangi kanser türleri görülüyor? Türkiye’de kandınlarda ve erkeklerde kanser oranları?, Sigara ve kanser ilişkisi nedir?, Kanser belirtileri, Nelere dikkat edilmeli? Kanserden korunma yolları” gibi soruları cevapladı.
Kanser hakkında bilgi veren Yılmaz; “Kanser normal vücut hücreleri belli bir düzen içerisinde büyüyüp, çoğalıyor ve ölüyor. Kanser; genetik hasarlanma sonucu hücrelerin kontrolsüz veya anormal bir şekilde büyümesi ve çoğalması ile ortaya çıkıyor. Genetik yapıda (DNA’da) her gün yaklaşık 10.000 değişiklik olmasına rağmen bağışıklık sistemi, her milisaniye vücudumuzu tarıyor ve genetik hasara uğramış hücreleri yok ediyor. Ancak değişime uğrayan hücrelerin çok küçük bir kısmı bile kansere neden olabiliyor. Genellikle sebebi açıklanamayan kilo kaybı, iştahsızlık, ateş, deri bulguları ve ağrı gibi şikayetlerle ortaya çıkan kanser; bulunduğu yere göre de farklı bulgular gösterebiliyor” diye konuştu.
Yılmaz; “Kanserlerin yaklaşık yüzde 80’inde neden bellidir. Vakaların yarısından fazlasını akciğer, kalın bağırsak, meme ve prostat kanserleri oluşturuyor. Akciğer kanseri beslenmeyle de ilgisi olmasına rağmen daha çok sigara tüketimi ile ilişkilidir. Kalın bağırsak, meme ve prostat kanserleri ise daha çok beslenmeye bağlıdır. Bu arada önemli nedenler arasında radyasyon, elektromanyetik dalgalar, tarım ilaçları, gıda katkı maddeleri, GDO’lu yiyecekler, ağır metaller ve diğer kimyasal toksinler fiziksel ve kimyasal zararlılar başı çekmektedir”dedi.
Kanserin oluşmasında etkili birçok neden sayılabilir. Ailesel ve genetik faktörlerin yanı sıra kişinin yaşam tarzından ve dış etkenlerden kaynaklanan nedenler de bulunmaktadır. Sigara ve alkol kullanımı, uzun süre güneşte kalma, kötü beslenme alışkanlıkları bu grupta sayılabilir. Ayrıca kansere neden olan dış faktörler de bulunmaktadır. Bunlar; yüksek dozda röntgen ışınına maruz kalma, kimyasal maddeler, virüsler (Hepatit B,C, insan papilloma virüs..), hava kirliliği, radyasyona maruz kalma gibi etkenler kanser oluşumuna davetiye çıkarabilir.
Kanserin belirtilerini bilmek hastalığın erken teşhisi açısından önemlidir, ancak bu belirtilerin birine veya daha fazlasına sahip olmak kişinin kanser olduğu anlamına da gelmeyebilir diyen Yılmaz;
İşte bu nedenle düzenli sağlık kontrollerinin ihmal edilmemesi gerekiyor:
-Rahim veya makattan gelen, normal olmayan kanama
-Memede veya vücutta ortaya çıkan şişlikler
-İyileşmeyen yaralar,
-Ağızda iyileşmeyen ağrılı/ağrısız yaralar,
-Ağıziçi ve dudakta beyaz veya kırmızı plaklar, kitle veya sertlikler,
-Uzamış ses kısıklığı ve öksürük
-Kanlı, pis kokulu balgam,
-Yutma güçlüğü veya hazımsızlık
-Ben veya siğillerde meydana gelen büyüme, renk değişikliği ve kanama
-Dışkılama değişiklikleri
-Kanamalı idrar
-Renk, şekil ve büyüklüğü değişen, çabuk kanayan veya ülserleşen benler,
-Göğüste ele gelen kitle,
-Meme derisi üzerinde kalınlaşma, çökme veya çekilme,
-Meme başından berrak veya kanlı akıntı,
-Uzamış ishal veya kabızlık,
-Açıklanamayan kilo kaybı
-Adette düzensizlik, fazla kanama veya uzun süreli kanama,
-Adet dönemleri arasında veya menopoz sonrası kanama,
-Cinsel ilişkiden sonra kanama,
-Normalden fazla vajinal akıntı,
-Uzun süren ve açıklanamayan ateşler, bu belirtiler olduğunda vakit kaybetmeden hekime başvurulmalıdır.
Ülkemizde kanser görülme sıklığı, tüm dünyada ölüm nedeni olarak, kalp ve damar hastalıklarının hemen ardından gelmektedir. Batı toplumlarında her yıl 250-350 kişiden biri kansere tutulmaktadır. 60 yaşın üzerindeki grupta ise kanser sıklığı daha da çok artmakta 300 kişide 4-5 civarına yükselmektedir. Ülkemizde kesin istatistikler bulunmamakla birlikte görülme sıklığının bunun yarısı kadar olduğu tahmin edilmektedir.
Kanserden korunmanın farklı yolları vardır. Özellikle yaşam tarzında yapılacak değişiklikler bu yollardan ilki olacaktır. Yiyecekler, düzenli yaşam şekli, stres azaltıcı hayat biçimi, düzenli egzersiz yapılması sayesinde vücudun savunma sistemleri güçlendirilebilir. Ayrıca, sağlıklı beslenme ve kilo ile kanser arasında bir ilişki bulunuyor.
Kanserden korunmak için az yağlı besinler tüketmeye ve şekeri azaltmaya özen göstermek gerekiyor. Vücut kitle endeksinin 25’ten düşük olmasına dikkat etmekte fayda var. Bol sebze ve meyve tüketmeli, düzenli egzersiz ile vücut ağırlığını korumaya çalışmak da oldukça önemli. Ayrıca vücut ağırlığındaki artış, hormonal değişimlere neden oluyor. Özellikle östrojen ve insülin hormonu artışı, tümör büyümesini destekliyor. Vücutta yeni oluşan benler ya da yıllardır var olan bir bende şekil, boyut veya renk değişikliğinin görülmesi cilt kanserini akla getirebiliyor. Ciltte DNA hasarını oluşturan güneş ışınları ve solaryumdan kaçınmak gerekiyor.
Kanser olunca ölücem diye bir yargı var. Kanserle baş etmede, burada en önemlisi hekim hasta ilişkisidir. Doktor hasta ilişkisi kurulduğu zaman zaten hasta tedavi olmak ister, hekim de ona daha fazla yardımcı olur. Bu işbirliği içinde olduğu zaman tekrarlama riski olabilecek hastalık bile bazen çok güzel sonuçlarla bitebiliyor. İyileşmeyi istemek onunla ben savaşıcam demek gerekir.
Her organın kanseri vardır. Bunların öncelikle doğru şekilde teşhis edilmesi gerekir. Başlangıçta hastalara cerrahi tedavi uygulanmaktadır. Cerrahi tedavi uygulanan hastalarda ya sonradan kemoterapi dediğimiz ilaç tedavisine ihtiyaç duyulur yada radyoterapi denen ışın tedavisine ihtiyaç duyulur. Bazen kemoterapi radyoterapi cerrahi üçü bir arada kullanılır. Kanser türüne göre bu tedavi sıralaması öne veya geriye atılabilmektedir veya hepsi birliktede yapılabilir. Hastalığın evresine göre değişebilir, tümörün tipine göre değişebilir. Bazılarında sadece kemoterapi etkiliyken bazı tümörlerde sadece cerrahi bazı tümörlerde radyoterapi etkili olabiliyor.
Kanserde erken teşhisin önemini vurgulayan Yılmaz; “Türkiye’de her yıl yaklaşık 175 bin kişiye kanser teşhisi konuluyor. Hayatın her alanında var olan kanserojen maddeler; insanları ister istemez korkutuyor ve tedbirli yaşamaya yöneltiyor. Ancak unutulmamalıdır ki, kanser; erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilen bir hastalıktır. Kanserde erken tanı, yaşam kalitesi ve süresinin artması açısından önem taşıyor. Bu hastalığı yenmenin yolu ise onu tanımak ve doğru tedavi stratejisini belirlemekten geçiyor. Günümüzde kanser erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilen bir hastalık olarak değerlendirilmektedir. En önemli şartlardan biri de düzenli sağlık kontrollerinin ihmal edilmemesi.
Unutmayın erken teşhis hayat kurtarır” diye konuştu.
Dernek Başkanı Mevlüt Yılmaz; “99,1 TRT Kent Radyo İzmir’e, Kadın ve Yaşam programının yapımcılığını ve sunuculuğunu yapan Burcu Yiğit’e, sosyal sorumluluk içerikli program hazırlayıp toplum yararına katkı sağladığından dolayı teşekkür ederim” dedi.